17 Şubat 2012 Cuma

SÜRPRİZ HEDİYELER...

Bu ay ki avon katoluğunda yine birbirinden güzel ürünler ve indirimler yer alıyor.



Tv reklamında da gördüğümüz avon solutions kremler 9.90 tl ye inmiş. Kar geldi, kış geldi cildimiz oldukça kurudu. Bende tam güzel bir nemlendirici krem arayışındaydım. Hem bu fırsatı kaçırmamak hem de solutions kremleri denemek adına hemen sipariş verdim. Tercihim normal- kuru cilt tipine uygun gece ve gündüz kremlerinden yana oldu. 

   
Yoğun nemlendirici krem seti sadece 16tl’ydi. 100 ml’lik el kremi, 200 ml’lik yüz kremi ve 400 ml’lik vücut losyonundan oluşan bu set kış için oldukça avantajlı.  

      

ANEW ürünleri de indirime girmiş. Annem için de anew gece kremi ve age transforming fondöten aldık.




Avonun makyaj fırçalarını denemek adına allık fırçasından da aldık.

Ürünler tam da 14 Şubat günü geldi. Babama bunlar senin bize hediyen dedik ona ödettirdik. :) Güzel bir sevgililer günü hediyesi oldu bizim için :) Şanlıymışız ki günün hediyeleri bununla da bitmedi. Migros Money Club kartın sitesinde gezinirken Tıkla Kazan kampanyası olduğunu gördüm. Coca Cola’nın 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı hediye paketini bedava ya da indirimli kazanma fırsatı vardı. Hemen kart numaramızı girdim. Ve sürpriz sonuç %100 indirim kazandım :) Paket 6 kutu cola, 2 küçük cips ve 2 dvd filmden oluşuyordu. Böylece bir sevgililer günü hediyesi daha oldu bizim için :)




Ama günün en tatlı sürprizi, annemin bizim için yaptığı kalpli ve şekilli sevgi dolu kurabiyelerdi. :)



16 Şubat 2012 Perşembe

VİZYONDAKİLER... FETİH 1453

Fetih 1453 bugün saat 14.53te vizyona girdi. Bende ilk seansta filmi izlemek istiyordum. Dün gece mybilet.com’dan bilet almak için yakınımızdaki alışveriş merkezlerindeki sinemalara baktım. Neredeyse bütün sinemalarda en ön koltuklar dışında her yer dolmuştu. 14.53 olmasa da, 16.00 seansında yer bulabildim. :)



Film görselleri açısından beklediğimden çok daha güzeldi. Özellikle savaş sahneleri yabancı filmleri aratmayacak boyuttaydı. Görüntülerin gerçekçiliği bizi savaşın içinde gibi hissettirdi. Film 3 boyutlu olsaydı neredeyse oklar üzerimize yağacak, dumanlar içerisinde nefesimiz kesilecekti. :)




Filmde Ulubatlı Hasan'ı canlandıran İbrahim Çelikkol ile Latin komutan Guistiniani'yi oynayan Cengiz Coşkun'un kılıçla dövüş sahnelerindeki performansları oldukça etkileyiciydi. Bu dövüş sahnesi filmde 5 dakika kadar sürmesine rağmen gerçekte çekimleri tam 5 gün sürmüş.








3 yıllık yapım aşamasında 17 milyon dolarlık bütçe ve çok emek harcanmış. Oldukça güzel bir film ortaya çıkmış.

14 Şubat 2012 Salı

KIŞIN VAZGEÇİLMEZİ…

Şehir içinde kar, kış işkence gibi gelirken İstanbul yakınlarındaki kayak merkezleri ve doğal alanlarda kar tüm güzelliğiyle herkesi cezbediyor. Bu yerler hafta içi ve hafta sonu demeden dolup taşıyor.


Bizde geçen hafta sonu fırsat sitelerinden aldığımız kuponlarla Abant, Sapanca ve Maşukiye’ye gidilen günübirlik bir tura katıldık. Tur otobüsümüz 7.30’da Kadıköy’den Abant’a doğru yola çıktı. Otobüste çay, kahve, poğaça ikramı yapıldı. Biz de yanımızda getirdiğimiz sandviçlerimizi de çıkarıp keyifle kahvaltımızı yaptık. :) 3 Saatlik yolculuktan sonra Abant’a vardık.  

Milli parka girip göl çevresinde yol almaya başladığımızda gölün tamamen buz tutmuş olduğunu gördük. Her yer tamamen beyaza bürünmüştü. Neresi göl neresi kara seçmek çok zordu. Neyse ki o gün kar yağışı durmuş. Hava tam doğayla iç içe olmamız için açmıştı. Gölün manzarası tüm ihtişamıyla karşımızdaydı. Fakat bununla ilgilenen yoktu. Şambriyelini kapan büyük piknik alanının tepesine doğru tırmanıp çığlıklar atarak kendini tepeden aşağı bırakıyordu. Biraz kayak yapalım biraz fotoğraf çekelim derken 1 saat geçmişti bile. 








Tepeden aşağı inip turun bizim için hazırladığı mangalda pişmiş sucuk ve köfteli ekmeklerimizi arasına bol domates ve biber de koyup bir güzel yedik :) Aldığımız kalorileri yakalım diye göl çevresinde yürüyelim derken süslü faytonları görüp yürümekten vazgeçtik. :) Tüm gölün çevresini faytonla rahat rahat turladık. Sonrasında tur otobüsümüze binip Sapanca’ya doğru yola çıktık. Biraz üşümüşüz otobüse binince fark ettik. Yolda sıcak kahve ikramıyla yeniden ısındık. Sapanca’ya varmadan durduğumuz mola yerinden evde yemek üzere saray helvası ve pişmaniye almadan da edemedik :)

Sapanca’da hava Abant’a göre bahar gibiydi. Kardan eser yoktu. Masmavi göl güneş ışıklarıyla parlıyordu. Gölün etrafındaki tesisler, oturup manzaranın tadını çıkaranlarla doluydu. Bu gölün eğlencesi ise kıyıdan kiralanan deniz bisikletleriydi. Bizde herkes gibi gölün keyfini çıkardık.





 Maşukiye’ye doğru yola çıkmak için otobüsümüze bindiğimizde günün yorgunluğu yavaş yavaş üzerimize çökmeye başlamıştı. Maşukiye’ye vardığımızda güneş batmış hava kararmak üzereydi. Her durduğumuz yerde bir şeyler yediğimiz için Maşukiye’de balık yiyecek halimiz kalmamıştı. Burada da akan derenin çevresinde ve hediyelik eşya dükkanlarında dolaştık. Artık epey üşümüş ve yorulmuştuk. Bize göre evin yolunu tutmanın zamanı gelmişti. Sadece biz değil sanırım herkes aynı durumdaydı. İstanbul’a doğru yola çıktığımızda, otobüsün içinde çalan hafif müzikten başka hiçbir ses duyulmuyordu. Epey yorucu ama çok keyifli bir gün geçirmiştik. :)



12 Şubat 2012 Pazar

GÖRÜLESİ SERGİLER...VAN GOGH ALIVE & DALİ

Güneş gökyüzünde parlıyor. Hiç faydası yok hava yine de çok soğuk. Hafta içi yeni bir soğuk hava dalgası gelecek diye kara haberler dolaşıyor. Biz de bu günün açık havasını fırsat bilip 10 Şubat’ta Antrepo 3’te başlayan Van Gogh Alive sergisine gittik. Kapıda kuyruk bahçeye kadar uzanıyordu. Öğrenci için indirimli bilet 8 TL tam bilet 15 TL’ydi.



Girişte Van Gogh’un eserlerinden örnekler ve açıklayıcı bilgiler içeren panolar vardı. Sergi salonuna karanlık bir koridordan geçerek girdik. İçeri girdiğimizde Van Gogh’un eserleri adeta dört bir yanımızı sardı. Resimler çok büyüktü. Duvarlar, kolonlar ve zemin üzerindeki dev ekranlara müzik eşliğinde farklı resimler yansıyor. Resimlerdeki tüm canlı renkler ve ayrıntılar göz kamaştırıyordu. Ayrıca resimlerin dev boyuttaki dijital görüntüleri üzerinde, hareketlendirme efektleri de uygulanmıştı. Renk cümbüşü içinde nereye bakacağımızı şaşırdık. Sanki resim sergisinden ziyade dev ekranlarda bir video şöleni izledik. :)




Çıkışta bir fotoğraf köşesi vardı. İsteyenlerin blue box yöntemiyle fotoğraflarını çekip, Van Gogh’un resimlerinden birine fotomontajla ekliyorlardı. 1 fotoğraf 15 TL, 2 fotoğraf 20 TL’ydi. Hediyelik eşya bölümünde de oldukça çeşitli ürünler vardı. Bende hatıra olsun diye ‘cafe terrace at night’ eserinin magnetini aldım. :) 




Van Gogh sergisinden sonra 26 Şubat’ta bitecek olan MSGSÜ Tophane-i Amire’deki Salvador Dali’nin de sergisini görmeye gittik. Sergi 1.5 aydır devam etmesine rağmen gişe kuyruğu almış başını gidiyordu. İçerisi de oldukça kalabalıktı.


Sergi  “İlahi Komedya”, “Sürrealizm İzleri”, “Gala ile Akşam Yemeği” adlı 3 ayrı başlıktaki 121 eserden oluşuyor.


İlk önce serginin, Sürrealizmin İzleri bölümündeki eserleri rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde keyifle incelemeye koyulduk.  Bu bölümde, Dali’nin 9 adet eseri yer alıyor. “Ben sürrealizmin ta kendisiyim” diyen Dali’nin bu eserlerinde hayalle gerçek birbirine geçiyor. Dali eserlerinde koltuk değnekleri, kelebek ve saat sembollerini sıkça kullanıyor.

1950’li yılların başlarında dönemin İtalyan hükümeti, Dante’nin 700’üncü doğum günü şerefine Dali’den İlahi Komedya’yı resimlemesini istiyor. Serginin, İlahi Komedya bölümünde sanatçının bu konuyla ilgili ortaya koyduğu eserler sergileniyor. İlahi komedya’da Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet’e yaptığı yolculuklar anlatılmaktadır. Dali de bu eser için 100 adet suluboya çalışmadan oluşan bir seri oluşturmuştur. Bu resim serisi Dali’nin kariyerindeki en dikkate değer eserler olarak görülmektedir.














Serginin bir diğer bölümü olan “Gala ile Akşam Yemeği” ise 12 adet eserden oluşuyor. Çocukluğundan beri aşçı olmayı hedefleyen Dali, yaptığı bu resimlerde gösterişli yemek tabakları ile insanların haz ve tutkularını anlatıyor.






Biri bitmekte olan diğeri de yeni başlayan bu iki sergiyi de görmenizi tavsiye ederim. Keyifle gezeceğinizi düşünüyorum. :)

31 Ocak 2012 Salı

ÇEKİLİŞLER & KIŞ KAPIYI ÇALINCA...

Herkese karlı bir günden merhaba :)


Pencereden baktığımda manzara o kadar güzeldi ki dayanamadım. Hemen klimanın üzerine birikmiş karlarla pencereden bana bakan minik bir kardan adam yaptım :)
Evdekiler kardan adamdan ziyade şekilsiz bir penguene benzettiler.  :) Ama ben çok sevdim, emeğe saygı diyip eserime toz kondurmadım. :)


Kardan adamımı bitirdikten sonra en soğuk günlerde Norveçli balıkçıların tercih ettiği Neutrogena konsantre formül el kremime sarıldım. :) Bu soğuk günler için vazgeçilmez bir ürün. Normal günlerde kullandığım yağsız hızlı emilen el kremine göre daha yoğun bir yapısı var. Çok kuru çatlamış cilde bile anında etki ediyor. Kremin parfümlü ve parfümsüz 2 çeşidi mevcut.  Tüpün ağzından kremin incecik iplik gibi akması sizi yanıltmasın küçücük bir damlası bile ellerinizin geniş bir yüzeyini nemlendirmeye yetiyor. 


Geçenlerde bir yakınımız hastalandı. Bizde geçmiş olsun demek için hastanede ziyaretine gittik. Bu ziyarette tüm sevgimizi ve iyi dileklerimizi yansıtacak en iyi hediyenin Bonnyfood hediyelik lezzet çiçekleri olacağını düşündük.

Bonnyfood’un sitesinde birbirinden güzel seçenekler vardı. Meyveli çiçeklerin 1-2 günde tüketilmesi gerektiği için bizde kek veya kurabiye çiçekleri arasından tercih yapmak istedik. Kocaman gül sepeti şeklinde kek çiçeklerini görünce hemen kararımızı verdik.



Bonnyfood şubelerinin bulunduğu illerde, saat 15:00'a kadar alınan siparişler, siparişin verilişiyle istenilen teslimat saati arasında en az 3 saat olmak koşulu ile aynı gün içerisinde teslim ediliyor. Ancak biz akşam sipariş verdiğimiz için ertesi gün öğlene kadar sepetimiz elimizde olacaktı. Ayrıca üstüne istediğiniz notu yazabileceğiniz kartı da ücretsiz ekliyorlar.

Gelecek olan çiçek sepetinin, sitedeki resminde görünen boyutlarda ve şekilde olup olmayacağı konusunda şüphelerimiz vardı. Ama sepet geldiğinde hepimizin yüzü güldü. Gerçekten göz doldurucuydu. Hediyemizi götürüp verdiğimiz zaman, açıp bize de ikram ettiler. Kek çiçeklerimizin tadı da görünüşü gibi çok güzeldi. :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...