23 Eylül 2011 Cuma

KEYİFLİ BİR GÜNÜN ARDINDAN...

İstanbul’u bilen ve bilmeyene, seven ve sevmeyene, yerlisine, yabancısına tavsiye edebileceğim, hoş vakit geçireceğinize inandığım alternatif 2 gezi.

  • Üstü Açık Çift Katlı Otobüsle Şehir Turu






  • Tarihi Kayıkla Haliç Turu






Uzun bayram tatilinde herkes şehir dışına çıkmışken, şöyle güzel bir İstanbul turu yapıp keyfini sürmek istedim. Hem karadan hem denizden İstanbul’u fethettim. :) Birde helikopterle İstanbul seyri yapsaydım tam olacaktı herhalde :) artık o da bir başka sefere…


Gelelim ilk turumuza İstanbul Bosphorus Sightseeing’in üstü açık çift katlı otobüsleriyle yapılan tarihi bir yolculuk. Bu tura Şehrikeyif’ten aldığım kuponlarla katıldık. Fırsat sitelerinin sıkı takipçisiyimdir :) Tarihi Yarımada (Kırmızı Hat) , Haliç Turu (Yeşil Hat) ve Gece Turu (Mavi Hat) olmak üzere 3 farklı çeşit tur seçeneği mevcut. Tarihi Yarımada (Kırmızı Hat) turuna katılmayı tercih ettik. Otobüsler Ayasofya müzesinin önünden kalkıyordu. Eee buraya kadar gelmişken Ayasofya’yı da görmeden geçmek olmazdı. Her zaman olduğu gibi kapının önü çok kalabalıktı ve içeri girmek için uzun birkaç sıra oluşmuştu. Eyvah çok sıra var, içeri girmesek mi derken; Müzekartı olanları hiç bekletmeden aldıklarını gördük ve ohh diyerek anında kendimizi içeri attık. :) Gezdik, bol bol fotoğraf çekildik. Bu muhteşem yapının içinde zamanın nasıl geçtiğini hiç fark edemedik. Ayasofya dan çıkıp tur otobüslerinin kalkış noktasına gittiğimizde, sıradaki otobüs kalkmak üzereydi ve açık olan üst tarafı tamamen dolmuştu. Yaklaşık 45 dakikada bir yeni tur düzenleniyordu. Bizde bundan sonra kalkacak olan otobüse binmeye karar verdik. Bekleyen otobüs kalkınca hemen yerine yenisi geldi. Biz de rehber kulaklıklarımızı alıp hemen üst tarafa yerleştik :) Otobüs hızla doldu ve turumuz başladı. Otobüs yol aldıkça her önünden geçtiğimiz tarihi mekan hakkında kulaklıklarımızda anında bilgilendirme dinletisi başlıyordu. Sıcak havaya rağmen püfür püfür esen rüzgarla keyfimiz tam yerindeydi. Hele boğaz köprüsünden geçerken keşke trafik akmayıp tıkansa, otobüs şurada durup kalsa da doya doya bu manzaranın keyfini sürebilsek demekten kendimizi alamadık. Günlük koşturmaca içinde belki de her gün önünden geçtiğimiz fakat şimdiye kadar hiç fark etmediğimiz tüm güzellikler gözlerimizin önüne serildi.  


Boğaz köprüsü'nü geçtikten sonra otobüs Beylerbeyi Sarayı'na uğruyor. Buradan sonra tekrar dolaşa dolaşa Ayasofya'ya dönüş gerçekleşiyor. Kısacası İstanbul’a farklı bir açıdan bakmak isteyenler için çok keyifli bir tur. Ama bence turun en öne çıkan güzel özelliği ise tek biletle indi bindi imkanı sağlaması. Güzergah üzerinde belirlenmiş tüm indi bindi noktalarında otobüs mutlaka kısa süreli bekleme yapıyor. Bu noktalarda inip, tarihi yerleri gezdikten sonra arkadan gelen diğer bir tur otobüsüne binilebiliyor. Tur yaklaşık 2 buçuk saat sürüyor ama göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçmiş gibi geliyor. :)



İkinci gezim ise Grupanya’dan aldığım kupon ile katıldığımız Haliç’te yapılan Sultan Kayıkları turuydu. Kalkışlar Pazartesi - Cuma günleri arası 19:00 ve 20:00 saatlerinde, Cumartesi ve Pazar günleri 17:00, 18:00, 19:00 ve 20:00 saatlerinde Sütlüce Kongre Merkezi’nden gerçekleşmekte. Bizde Pazar günü 19.00 turuna katılmayı tercih ettik. Kayık turunun öncesinde hem Sütlüce Kongre Merkezi’ne çok yakın hem de çok beğendiğim bir müze olduğundan Rahmi M. Koç Müzesi’ni ziyaret etmek istedim. Müzede pek çok ilginç bölüm var. Hele o eski arabalar yok mu hepsi birbirinden enfes. :) Bu arada Rahmi Koç Müzesi içinde de Haliç’i gezdiren turlar düzenleniyormuş.



Müzeden sonra Sütlüce Kongre Merkezi'ne geldiğimizde sultan kayığımız yolcularını beklemekteydi. Orjinallerine sadık kalınarak yapılan bu kayıklar oldukça büyük ve uzundu. Kayığın arka tarafındaki sultan locası kısmı çoktan dolmuştu. Turistlerin bazıları üzerlerine sultan kaftanı ve kavuğu giymiş fotoğraf çektiriyorlardı. Bizde kayığın en ön kısmındaki koltuklara yerleştik. Kayığa bindiğimiz ilk andan itibaren fotoğraf çekilmeye başladık. Bizden sonra gelen yolcularla birlikte kayığın yarıdan fazlası dolmuştu. Boş yerler kalırsa yol boyunca yer değiştirip fotoğraf çekmeye devam ederiz derken, kayığın harekete geçmesiyle iyice keyiflendik. Tur bir saatlikti ve kayığımız Haliç’te yol aldıkça yavaş yavaş batmakta olan güneşin güzelliği ile İstanbul’u seyre dalacaktık. Yola çıktığımızda güneş ışıkları altında parlayan İstanbul’un güzelliği, hava kararıp şehir ışıklarıyla aydınlanınca bambaşka bir güzelliğe büründü. Tur tek kelimeyle muhteşemdi. Döndüğümüzde bu kayıklarla sultanların gözünden İstanbul’u seyretmek bizde son derece keyifli ve huzurlu bir tat bırakmıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...